27.12.2008

Sigara Börekli Kebap






Türkiye tatilimizin neredeyse yarısını bitirdik. Günler su gibi akıp geçiyor. Geçtiğimiz haftayı İstanbul'da geçirdik. Yağmurdan gözümüzü açamadık. Ama bugün eşimle en azından bir vapur keyfi yapalım diyerek Ortaköy'e geçtik. Evden çıktık çıkmasına ama bütün yol boyunca acaba çıkmasamıydık diye de düşünüp durduk. Hava çok soğuk ve yağmurluydu. Yanıma aldığım fotoğraf makinamla fotoğraf çekmeye ne yazık ki pek fırsatım olmadı. Ancak Ortaköy'de birkaç poz çekebildim.



 



Eve geldiğimizde sevgili kayınvalidemin yapmış olduğu nefis akşam yemeği bizleri bekliyordu. Tabii fırsatı kaçırmadan hemen fotoğrafladım. Yapımı oyalayıcı olsa da tadı gerçekten de nefisti. Börekler kızartılmasına rağmen kıyma yağsız olduğundan tadı gayet hafifti. Buradan tekrar sevgili kayınvalideme ellerinize sağlık demek istiyorum. Her yaptığı yemek gibi bu yemeğin tadı da çok güzeldi :)

Malzemeler:
6 adet yufka
kızartmak için sıvı yağ

üzeri için:
500 gr yağsız kıyma
1 adet küçük kuru soğan
tuz
karabiber
5 adet domates
2 adet kuru soğan
1 demet maydanoz
sarımsaklı yoğurt

Yapılışı:
Yufkaları üstüste serin. Yufkaları önce 4'e sonra da her parçayı 5'e bölün. Yufka başına 20 adet küçük üçgen elde edeceksiniz. Toplamda 120 adet üçgeniniz olacak. Geniş kenarlarından başlayarak sigara böreği sarar gibi sarın. Ucunu suya batırarak kapatın. Kızgın yağda kızartın.

Üzeri için kıymayı bir tencereye alın, üzerine minik minik doğranmış kuru soğanı ekleyin. Kapağını kapatarak kısık ateşte arada bir karıştırarak pişirin. En son tuz ve karabiberini ekleyin.

En üzerine koymak için domatesleri küp küp doğrayın. Kuru soğanları yarım ay şeklinde doğrayın. Maydanozları yıkayıp ayıklayın.

Servis için en alta sigara böreklerini, üzerine kıymayı, sarımsaklı yoğurdu, domates, maydanoz ve kuru soğanları sırayla yerleştirin.

Afiyet olsun.

 



 

 

17.12.2008

Frankfurt Noel Pazarı



Bu yıl Frankfurt noel pazarının keyfini iyi çıkardım. Bunda havanın soğuk olması ve harika vişne şarabı satan standı keşfetmemin etkisi büyük oldu :) Geçen hafta fotoğraf makinamı da yanıma alıp çıktım ve birkaç fotoğraf çektim.  O kadar kalabalıktı ki insanların arasından geçmek için şekilden şekile girmek gerekiyordu. Kalabalığın boyutu karartı şeklinde görülüyor fotoğrafta. 



Belediye binasının ve diğer eski binaların olduğu meydanda kurulu noel pazarı. Kocaman bir de çam ağacı var.


 





Ve harika bir atlı karınca. Büyükler de binebiliyor ve dün akşam arkadaşlarımı kandırarak ben de bindim :) Fotoğrafın renkleriyle oynadım biraz, hoşuma gitti bu hali.



Bu da eski opera binası. Önüne buz pisti kuruldu. Eğer bir yerlerimi kırmaktan korkmasam ben de denerdim ama korkuyorum maalesef :)


 Cuma günü Türkiye yolcusuyuz.  İki haftalık tatilde sayfamla ilgilenemem sanırım. Dünyanın en yakışıklı erkeği beni bekliyor çünkü. Erencim 7 aylık oldu, çok tonton, çok şeker, tam sevmelik şahane birşey :) Halalığın keyfini çıkaracağım biraz...


Şimdiden herkese huzurlu ve mutlu seneler diliyorum.  

4.12.2008

Baharatlı Tavuk ve Limonlu Mantar Sote



Çok pratik ve lezzetli iki tarif.  Baharatlı tavuk göğsü sosta beklediği için yumuşacık oluyor. Salatanın üzerine çok güzel yakıştığı gibi tek başına da yenilebilir. Mantar soteye de limon çok hoş bir tat veriyor.

Baharatlı Tavuk

Malzemeler:


2 adet tavuk göğsü (500 gr)
3 yemek kaşığı zeytinyağ
1 tatlı kaşığı acı sos
1 yemek kaşığı soya sosu
1 diş sarımsak
kekik
kırmızı toz biber
tuz
karabiber

Yapılışı:

Tavuk göğsünü ufak parçalara bölün. Diğer malzemelerle hazırladığınız sosta dinlendirin. Teflon tavada renkleri değişene kadar çevirerek soteleyin.

Mantar sote

Malzemeler:

350 gr mantar
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı tereyağ
1 diş sarımsak
1 adet kırmızı küçük acı biber
tuz
karabiber
yarım limonun suyu

Yapılışı:

Mantarları temizleyin, saplarını ayıklayın. Teflon tavaya zeytinyağ ve tereyağı kızdırın. İçine ince kıyılmış biberi atın. Daha sonra mantarları ve sarımsağı ekleyin. Mantarlar suyunu salıp suyu buharlaşana kadar soteleyin. Tuzunu karabiberini ekleyin. En son limon suyunu sıkın. Sıcak servis yapın.

3.12.2008

Patatesli Karnıbahar Brokoli Salatası


Sabah yine zor kalktım. Hava soğuk yorganın altı da sıcak olunca insan çıkamıyor yataktan bir türlü. Hele de benim gibi ev kedisiyseniz. Hava dünden beri karanlık ve buz gibi. Güneşi en son ne zaman gördük hatırlamıyorum bile...Evden çıktım buz gibi hava... Sulu kar yağıyor. Heryer vıcık vıcık. İşe geldim...Burda heryer bembeyaz çok güzel...Noel pazarına gidip sıcak şarap içme zamanı gelmiş...




Bu salatayı haftasonu yaptım. Karnıbaharı salata şeklinde yemeği seviyoruz en çok. Bu salata da benim aklıma ne gelirse karıştırarak hazırladığım bir tarif. Hafif ve doyurucu. Malzemelerin miktarı isteğe göre ayarlanabilir. Karnıbahar ve brokolileri çok haşlamayıp biraz diri bırakırsanız daha güzel oluyor. Tabii patatesler de çok yumuşak olmamalı.


Malzemeler:


Haşlanmış karnıbahar


Haşlanmış brokoli


Haşlanmış patates


Konserve mısır


Salatalık turşusu


Kapari


Havuç


Dereotu


Sosu için:


Limon suyu


Zeytinyağ


Elma sirkesi


Hardal


Tuz


Karabiber


Yapılışı:


Haşlanmış karnıbahar ve brokolileri küçük parçalara bölün. Patatesleri ufak doğrayın. Havucu da ince halkalar halinde kesin. Diğer malzemeleri ekleyin. Sosunu ayrı bir kapta karıştırın. Salatanın üzerine dökün.




 

2.12.2008

Düdüklüde Mercimek Çorbası


Düdüklüde mercimek çorbası çok pratik ve inanılmaz lezzetli oluyor.  Sonunda suyun ölçüsünü tam istediğim gibi tutturabildim. Eğer suyu az gelirse ve sonradan su ekleyip kaynatırsanız çorba lezzetini kaybediyor. 1 fincan mercimek için 6 fincan suyla tam kıvamı yakaladım. Benim için altın değerinde bu ölçü :) Yaptığım çorba kremalı çorba gibi nefis birşey olmuştu...


Sebze bulyonların lezzetini keşfettiğimden beri çorbalara, yemeklere atıyorum. Çok güzel bir tat veriyor. Şimdiye kadar bulyon tarzı şeylere pek sıcak bakmazdım ama ekolojik ürünler satan bir markette görüp aldıktan sonra içinde kimyasal birşey olmadığından gönül rahatlığıyla kullanıyorum.



Malzemeler:


1 nescafe fincanı kırmızı mercimek


6 nescafe fincanı soğuk su


3 yemek kaşığı zeytinyağ


1 adet kuru soğan


1adet havuç


2 adet sebze bulyon


Yapılışı:


Mercimeği yıkayın. Düdüklü tencereye alın. Üzerine iri kıyılmış soğan ve havucu ekleyin. Zeytinyağ, su ve sebze bulyonları ekleyin. Kapağı kapatın. Düdük ötüp altını kıstıktan sonra 10 dk pişirin. Ateşten alın. Çorbayı blenderdan geçirin. Limon ve karabiberle servis yapın.

29.11.2008

Latte Macchiato evde nasıl yapılır?



Eskiden beri kahveye düşkünümdür. Tabii benim zamanımda öyle Starbuckslar filan yoktu Türkiye'de, bulsanız bulsanız filtre kahve bulurdunuz ancak. Üniversite yıllarımda sınavlara çalışırken masamın üzerinde olurdu hep o bir fincan kahve. Buraya geldikten sonra kahvenin her türlüsüyle tanışma fırsatım oldu. Yoğun köpüklü, bol sütlü latte macchiato ise en favori kahvem. Kahve içmeyi çok abartmamakla birlikte, biri mutlaka sabah olmakla birlikte günde 2 fincan içmezsem rahat edemem. Aklımın hep bir köşesinde olur, içim içimi yer. İlla ki o iki fincan içilmelidir.

İyi bir kahve makinası alalım diye düşünüp duruyoruz eşimle. Ama sonra 2 kişi için değmez o kadar para vermeye diyoruz. Yeni çıkan nespressonun kapsüllü makinalarında gözüm var aslında. Cömert olduğum bir günüme denk gelirse alabilirim, bu ara kampanya da varmış bir düşünelim :)

Aslında böyle bol köpüklü bir kahveyi kahve makinasız yapmak hayal değil. Evde de gayet güzel oluyor. Sütü az tutarak aynı yöntemle cappucino da yapabilirsiniz.

Latte macchiatoyu ben nasıl yapıyorum?

Bardağımın 3/4 üne gelecek şekilde sütümü koyuyorum, mikrodalgada ısıtıyorum. Sonra süt köpürtücümle köpürtüyorum. İyice köpürdükten sonra, bir fincan instant espressomu ayrıca hazırlıyorum. Hazırladığım espressoyu yavaşca bardağın kenarından dökerek süte ekliyorum. Böylece kahve karışmıyor ve ortada kalıyor. Orijinal görüntüyü elde etmiş oluyorum. İşte bu kadar pratik :)

Notlar:

Süt köpürtücü : Ben Tchibodan almıştım, sanırım 2 sene oldu. Multi mixer diye satılıyordu, 4 adet değişik karıştırıcı ucu var, 4 adet kalem pille çalışıyor, ben sadece süt köpürtmek için kullanıyorum ve çok memnunum. Internetten gördüğüm kadarıyla farklı markalarda pilli ve pilsiz süt köpürtücüleri Türkiye'de de bulmak mümkün.

Eğer süt köpürtücünüz yoksa yine de köpüklü süt elde edebilirsiniz. Bir tencereye sütü koyun, orta ateşteki ocağa oturtun, tel çırpıcıyla köpürterek kaynatın. Ama yine de köpürtücüyle daha güzel ve yoğun oluyor bence...

Instant espresso: Nescafenin sayfasında gördüm Türkiye´de de varmış bu ürün.

Bol köpüklü bir fincan/bardak kahve eşliğinde keyifli günler diliyorum :)

25.11.2008

Balkabağı Çorbası



Burada Hokkaido denilen balkabağı cinsi pek bol. Mevsimi de geldi, ben de bu çorbayı sık sık yapar oldum. Hokkaido cinsi bildiğim kadarıyla Türkiye'de yok, ya da ben hiç görmedim ama tahmin ediyorum bizim bal kabaklarıyla da olur bu çorba. Çünkü ben bu cinsle kabak tatlısı denemiştim, fena da olmamıştı. Türkiye'ye gidince bu çorbayı bizim balkabaklarıyla denemek istiyorum ama inşallah benden önce birisi dener ve bana da haber verir :)

Soğuk kış günlerine uygun lezzetli ve doyurucu bir çorba. Üzerindeki kavrulmuş kabak çekirdeklerinin tadı ise ayrı bir güzel...

Malzemeler:

1 kg ayıklanmış balkabağı

3 yemek kaşığı sıvı yağ

1 adet kuru soğan

1 tatlı kaşığı zerdeçal

30 gr taze zencefil (1 serçe parmak boyutu kadar) yoksa 1 tatlı kaşığı toz zencefil

1 adet küçük kırmızı acı biber

1 adet sebze bulyon

2 sap taze soğan

1 litre sıcak su

üzeri için:

1 avuç kadar kabak çekirdeği içi

Yapılışı:

Tencereye sıvı yağı alın, üzerine küçük doğranmış soğanları ekleyin biraz kavurun, daha sonra küçük kesilmiş balkabaklarını ve zerdeçalı ekleyin ve birkaç dakika kavurmaya devam edin. Daha sonra rendelenmiş zencefili, minik doğranmış acı biberi, sebze bulyonu ve sıcak suyu da ekleyin. Kısık ateşte 15 dk kadar balkabakları yumuşayana kadar pişirin. Ateşten alın ve pürüzsüz olana kadar blenderdan geçirin. Tekrar ocağa koyun içine ince kıyılmış taze soğanları ekleyin ve 5 dk kadar daha kısık ateşte pişirin. Ocağın altını kapatın. Üzeri için teflon tavada kabak çekirdeği içini kavurun. Çorbanın üzerine koyarak servis yapın.

Afiyet olsun.

21.11.2008

İtalya Gezimiz - Cinque Terre


Yeni sayfamın ilk yazısında kışın ortasında bu güneşli fotoğraflarla içiniz açılsın istedim :)


Bu sene yaz tatilimizde bir haftalığına İtalya'ya gittik. Çok güzel yerler gördük. Çok güzel yemekler yedik. İnsanlar ne kadar stressiz bir hayat sürüyor şaşkınlık içinde izledik. Biz de ordayken onlara uyum sağladık. Sessiz, sakin, TV, internet, trafik olmadan süper bir tatil geçirdik.


Buraların stresinden ve monotonluğundan bunalınca, değişik ve kafamızı dinleyebileceğimiz, doğayla içiçe olabileceğimiz bir tatile ihtiyacımız olduğuna karar verince ben araştırmaya başladım . 2 sene önce dört günlüğüne gittiğimiz İtalya tatilinden çok güzel anılarla dönmüştük. Cinque Terre ise ilk gezimizde aklımızda olan ama zaman kalmadığı için gidemediğimiz bir bölgeydi. Bu sefer 7 günlük tatilimizin tamamını orada geçirmeye karar verdik. Bizi en çok etkileyen ve çeken bu bölgenin doğal yapısı oldu. Bütün organizasyon işlerini her zamanki gibi ben yaptım. Bu bölgeyle ilgili Türkçe pek fazla bilgi olmadığından belki gitmek isteyenlere fikir verir amacıyla tatilimizi ve izlenimlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.



Cinque Terre, İtalya' nın Liguria bölgesinde 5 küçük köyden oluşan ve 1997 yılından beri UNESCO' nun koruması altında ve Dünya Kültür Mirasları listesinde yer alan bir bölge.

15 km.lik sahil şeridinde bulunan köyleri çekici yapan en önemli özellikleri sarp kayalıkların üzerine kurulmuş olmaları. Cinque Terre' ye ilk yerleşim 1000 yıl öncesine dayanıyor. Bölge halkı o zamanlar geçimini tarım ve balıkçılıkla karşılıyorken şimdilerde ise turizm bölgenin en önemli geçim kaynağı.



Monterosso, Vernazza, Corniglia, Manarola ve Riomaggiore birbirinden güzel 5 küçük köy. Köyler arasındaki yürüyüş yolları harika ama bir o kadar da yorucu. Zaman zaman 230 metre yüksekliğe kadar çıkıyorsunuz. Bazen yollar o kadar dar ki bazı bölgelerde yan dönerek geçmek zorunda kalıyorsunuz.

Biz konaklamak için Vernazza' yı seçtik. İnternette yaptığım araştırmalar ve okuduğum yorumlarda Vernazza' nın köylerin en güzeli olduğu söyleniyordu. Gidince de gördük ki gerçekten de en güzel köy oydu. Otel bulmak içinse aylar öncesinden rezervasyon yapmak gerekiyormuş. Zaten Vernazza'da öyle lüks oteller filan otel yok. Genellikle pansiyonlar ve özel odalar var. 1 ay süren araştırma ve 20'den fazla yere e-mail attıktan sonra nihayet içimize sinen bir odada karar kıldık. Zaten her yer dolu olduğundan çok da fazla seçeneğimiz yoktu. Açıkçası oraya gidene kadar acaba nasıl olacak odamız diye endişelenmedim değil. Aradığım lüks değil de temiz olmasıydı. Ama şansımız varmış odamız çok güzeldi. Banyosu, deniz manzarası, küçük bir buzdolabı, hatta küçük bir de TV İtalyanca kanallar olduğundan hiç açmadık TVyi. Bundan iyisi can sağlığı diyerek odamıza yerleştik. Odanın gecelik fiyatı 70 Euro (Vernazza'ya göre normal bir fiyat).

Uçağımız Pisa Havaalanı'na indi. La Spezia' da aktarma yaparak Vernazza'ya gittik. Tren yolculuğumuz yaklaşık 1.5 saat sürdü. Oraya varmamız saat 20:00 yi bulduğundan sadece odamıza yerleşip, akşam yemeği yemeye vaktimiz oldu. Ertesi gün kalkıp kahvaltı etmek için meydana gittik. Vernazza sadece bir ana sokaktan oluşuyor. Bu sokaktan merdivenler yardımıyla diğer dar sokaklara ulaşıyorsunuz. Yani baya bir merdiven çıkmak gerekiyor evlere ulaşmak için. Ama eğer merdiven çıkamam diyorsanız meydanda kalınabilecek odalar da var. İtalyan'larda kahvaltı kültürü bizimki gibi olmadığından zaten çok fazla çeşit olmadığını biliyorduk. Güzel bir cafe bulup mozarellalı domatesli foccacia ve cappucinolarımızı ısmarladık. Başka çok da fazla seçenek olmadığından bu kahvaltıyı sanırım 4 ya da 5 gün aynı şekilde ettik. Sonlara doğru ben mozarella görmek istemiyordum artık :) Aralarda da değişiklik olsun diye croissant yedik. Türk kahvaltısının yerini hiç birşey tutamaz birkez daha anladık.



Kahvaltıdan sonra yola koyulduk. Hava kapalı ve çok sıcak olmadığından yürüyüş için idealdi. Amacımız Vernazza - Corniglia yolunu yürümekti. Yol 4 km. idi ve yaklaşık 2 saat sürdü. Bu yolda 227 metreye kadar çıktık. Yol zaman zaman çok dikti ve biz çok da sportif olmadığımızdan sık sık mola vermek zorunda kaldık. Yürüyüş için spor ayakkabı ve rahat kıyafetlerinizin olması şart. Şapka da sizi güneşten koruyacaktır. Tabii bir de suyu unutmamak gerekli.


Yukarıdaki fotoğrafta Vernazza' nın Cornigla yolundan görünüşü ve yollardaki kayalardan oyulmuş merdivenleri görüyorsunuz. Yola devam ettikçe bu merdivenlerin çok daha dik olanlarıyla karşılaştık. Tabii zorlu bölümlerde fotoğraf çekmeye fırsatım olmadı. Corniglia'ya vardığımızda yorgun ve acıkmıştık. Corniglia köyler arasında sahili olmayan tek köy. Tamamen tepeye kurulmuş ve köylerin en sessizi. Hemen yemek yemek için bir yer aramaya koyulduk ama hiç bir yeri gözümüze kestiremeyince, bir cafeden bruscetta ve focaccia alarak bir parkta yedik.





Corniglia' dan trene binerek Manarola' ya 2-3 dakikada ulaştık. Orada da bir cafeye oturup sahane bir deniz manzarası karşısında kahvelerimizi içtik. İyice dinlendikten sonra Riamaggiore'ye yürümek üzere yola çıktık. Ünlü aşıklar yolundan (Via dell' Amore) yürüdük. Bu yol tamamen betonla kaplanmıştı ve yürümesi çok kolaydı. 15-20 dk. da Riamaggiore'ye ulaştık. Riamaggiore bize çok basık ve havasız geldi. Çok ufak bir sahili vardı orda çok fazla kalmadan trene binip Vernazza'ya döndük.



Ertesi gün güneşli bir gündü. Bir önceki güne göre de oldukça sıcaktı. Bugün de Vernazza - Monterosso yolunu yürümekti amacımız. Yolun uzunluğu 5 km. idi. Yol uzunluğu gözümüzü pek korkutmamıştı ama yürümeye başlayınca bir önceki gün yürüdüğümüz yoldan daha zorlu olduğunu gördük. Ayrıca güneş de olduğundan bizi daha da yordu. Zaman zaman iki ayağımızın sığmadığı kayalara sürünüp de geçmek zorunda kaldığımız yerler vardı. Neyse ki uçurum kenarı filan değildi yani tehlikeli bir durum yoktu. Monterosso diğer köylerden daha büyük ve daha farklı. Diğer köylerin dokusu yok Monterosso'da. Turistlerin en çok kaldığı köy burası. Bol bol otel var, sahili var. Ama yine de birşeyler eksik bence.


3. gün de gezme aktivitelerimize devam ettik. Benim ısrarlarımla Sestri Levante'ye gitmeye karar verdik. Oradaki meşhur sessizlik koyunu (La Baia del Silenzio) görmek istiyordum ben. Ancak gidince biraz hayal kırıklığına uğradık. Sestri Levante turistik bir sahil kasabası ve bence pek de özelliği olmayan bir yer. Sessizlik koyu da sessiz, havasız, boğucu bir koy, orayı da pek tutmadım :) Buralarda pek birşey bulamayınca Portofino'ya doğru gitmek üzere yola çıktık. Portofino küçücük bir koyu olan bir yarımada. Limanıyla ünlü ve aşırı pahalı bir yer. O küçücük yerde bütün ünlü markaların mağazaları vardı şaşırım kaldım :) Koca koca yatlar limanda sessiz sessiz duruyorlardı. Ah bir yatım olsaaa la lalalalaaa diyerek iç geçirdim.




Tatilimizin geri kalan 3 gününü de Vernazza'da dinlenerek geçirdik. Kayalardan denize girdik. Kafamızı boşalltık, ruhumuzu dinlendirdik, midemizi şenlendirdik. Yeri gelmişken söylemeliyim Vernazza'daki hemen hemen bütün restaurantları denedik, yemekler birbirinden güzeldi. Fiyatlar ise çok da uygun sayılmazdı. Akşam yemekleri için kişi başı en az 30 Euro ödedik ama her kuruşuna değerdi :)



Eee tabii herşey bu kadar mükemmel olamazdı. Dönüş maceramızı anlatmadan olmaz. Dönüşümüz için tren biletimizi bir gün öncesinden almıştık. Herşey gayet normaldi. Sabah kalktık, toparlandık. Odamızı boşalltık ve kahvaltı etmeye gittik. Trenimize daha vakit olduğundan 1.5 saat kadar da bir cafede oyalandık. Sonra sakin sakin tren istasyonuna gittik. Ekrana bakıyoruz trenlerin yanında bir takım işaretler. Eşim dedi bu işte bir iş var. Sormaya gitti. Veee bombaaa!!! Trenler grevdeymiş. Bu İtalyan demiryolları böyle kafalarına göre, habersiz mabersiz grev yaparlarmış arada. Bütün gün tren filan yokmuş. Biz kaldık mı öylece. Köyde araba yok, otobüs yok, taksi yok. Nasıl gideriz, uçak kacacak derken hemen odamızın sahiplerine gittik. Sağolsunlar çok ilgilendiler. Yakın bir şehirden taksi çağırıldı tabii taksi parası neredeyse bizim uçak parasına eşit, napalım dedik, uçağı kaçırmaktan iyidir. Taksimizi beklerken, baktık bizim gibi genç Rus bir çift. Hemen onlara sorduk, taksi parasını bölüşücez ya :) Şansımız varmış ki aynı yere gidiyormuşuz. Hep birlikte taksiye doluşarak hava alanına gittik. Trenle gitseydik vereceğimiz paranın 13 katını vererek havaalanına ulaştık. Bu da bize İtalya'nın güzel bir hediyesi oldu. :)

Taşındım :)

Ben de taşındım. Yaklaşık 3 haftadır yeni sitemle uğraşıyorum. Blogspottan sonra sudan çıkmış balığa döndüm. Kardeşim sağolsun hostingimi aldı, domain zaten 1 senedir alınmış bekliyordu. Nihayet artık aktif hale geçebildi :)

Benim bu işlerle hiç bir alakam olmadığından kardeşim bana wordpress altyapısını kurdu. Onun başının etini de az yemedim bu arada. Sağolsun canım uğraştı benimle. Bilgisayarla aram hep iyi olmuştur ama bu sefer ben olayın mantığını kavrayana kadar epey zaman geçti. Yok ftp ymis, yok bilmemneymiş, işin yoksa uğraş dur :) İçime sinen bir template bulana kadar da bir sürü template değiştirdim, onları düzenledim, ettim. En sonunda yine bu sade temada karar kıldım. Şimdilik wordpressle aram iyi, alıştım sayılır, bakalım...

Umarım burada da beni yalnız bırakmazsınız. Mutfak canavarınızdan hepinize sevgiler :)

Taşındım!

Yine uzun bir ara verdim biliyorum. Ama bu seferki nedenim tembellik değil yeni sitemle uğraşıyor olmamdı.

Gerisini buyrun buradan okuyun...

Eğer bağlantı adreslerinizle varsam lütfen adresimi www.mutfakcanavari.com olarak güncelleyin. Teşekkürler

31.10.2008

Şeker Hamuru YE #38


Şeker Hamuru YE #38' e ev sahipliğini sevgili Ayşe yapıyor. Kendisine etkinlikte kolay gelsin diyorum.

Ben de etkinlik için kurabiye süsledim. İnsanın hayal dünyasını oldukça zorlayan birşey süsleme yapmak. Sanırım bir daha da şeker hamuru ile uğraşmam :)

Şeker hamuru için Ayşe' nin Marshmallowlu Şeker Hamuru tarifini kullandım. Oldukça basit oldu. Kurabiye tarifini ise Peggy Porschen'in ''En güzel pasta ve kurabiyelerim'' kitabından aldım. Kitabın içinden birbirinden güzel süslenmiş pastalar, kurabiyeler var. Hayran olmamak elde değil.

Kurabiye için

Malzemeler:

200 gr yumuşak tereyağ
200 gr toz şeker (üzerini şeker hamuru kaplayacaksanız şeker miktarını yarıya indirebilirsiniz)
1 yumurta 400 gr un
vanilya aroması (isteğe bağlı)

Yapılışı:
Yumuşak tereyağ, şeker ve vanilya aromasını bir kaba alın. Mikserin düşük ayarıyla çok köpürtmeden çırpın. Üzerine çırpılmış yumurtayı ekleyin. Unu da ekleyin ve hamur toparlanan kadar yoğurun. Hamuru top haline getirin ve streç filme sararak 1 saat buzdolabında bekletin.
Buzdolabından çıkardıktan sonra hamuru 5 mm kalınlığında açın ve kalıplarla kesin. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin ve önceden ısıtılmış fırında 180 C de 6- 10 dk pişirin. Kenarları hafif kızarmaya başlayınca fırından çıkarın.

Afiyet olsun!

28.10.2008

Yasak Kalkmış :)

Ben yasaktan etkilenmemiş olsam da yine de çok sinirlerim bozulmuştu. Ama şimdi yasak kalkmış. Çok sevindim. Herkese geçmiş olsun arkadaşlar :)

26.10.2008

Kınıyorum!!!

Okudum ki dünden itibaren blogger'a yasak konmuş Türkiye'den ulaşım engellenmiş. Doğru dürüst bir açıklama da yok. Bir kaç kendini bilmez insan yüzünden neden bütün blogger yasaklanıyor bunu da anlamış değilim.

Bu yasağın bir an önce kaldırılmasını umuyor ve bu uygulamayı şiddetle kınıyorum!!!

24.10.2008

İslim Kebabı


Uzun zamandır denemek istediğim bir tarifti islim kebabı. Yapalı biraz zaman geçti aslında arşivde bekliyordu. Yapması biraz uğraştırıyor fakat tadı çok güzel bir yemek. Misafirlere sunmak için de güzel bir seçim bence. Ben patlıcanları kızartırken teflon tava ve çok az zeytinyağ kullanıyorum. Kesinlikle yağın içinde yüzdürmüyorum yani. Bana o şekilde kızartılmış patlıcanlar çok ağır geliyor. Karnıyarık yaparken de yine aynı şekilde tavaya 1 yemek kaşığı kadar zeytinyağ koyup patlıcanları öyle kızartıyorum.

Malzemeler:


4 adet patlıcan
kızartmak için çok az sıvı yağ

İç malzemesi:

500 gr kuşbaşı et
1 adet kuru soğan
3-4 adet çarliston biber
2 adet orta boy domates
3 yemek kaşığı zeytinyağ
tuz, karabiber, kekik

Sos için:
1 su bardağı su
2 yemek kaşığı domates salçası

Yapılışı:

Patlıcanları alacalı soyun. Uzunlamasına ince ince kıyın. Tuzlu suda 10 dk. bekletin. Patlıcanları yıkayın ve kağıt havluyla kurulayın. Teflon tavaya çok az zeytinyağ koyun (1 yemek kaşığı kadar). Patlıcanları arkalı önlü kızartın. Tavayı her doldurduğunuzda yine zeytinyağı koyun. Bütün patlıcanlar bitene kadar tekrarlayın. İçi malzemesi için tavaya 3 yemek kaşığı zeytinyağı alın küçük doğranmış kurusoğanları ve biberleri ekleyin. Biraz kavurun. Üzerine tavla zarı büyüklüğünde doğranmış eti de ekleyin. Et renk değiştirene kadar kavurun. Üzerine minik minik doğranmış soyulmuş domates de ekleyin. Biraz daha pişirin. En son baharatlarını atın. Altını kapatın.

Kebaplarımızı yapmak için küçük bir kaseyi alın. 2 dilim kızarmış patlıcanı çapraz şekilde kaseyi yerleştirin (kenarları kaseden taşacak). İç malzemeden koyun. Dışarı sarkan patlıcanları üzerine kapatın. Üzerine bir kürdan saplayın. Bir adet cherry domates yerleştirin. Bütün patlıcanlar bitene kadar bu işlemi tekrarlayın. Patlıcanları hafif yağlanmış fırın kabına yerleştirin. Üzerine domates salçası ve suyla hazırlamış olduğunuz sosu gezdirin. 200 C de 30 dk pişirin.

Afiyet olsun.

23.10.2008

Uluslararası Arkadaşlık Ödülü

Bu güzel ödül için sevgili Aysel' e çok teşekkür ediyorum :)

Ben de bu ödülü bütün blog arkadaşlarıma gönderiyorum. Herkese sevgiler.

17.10.2008

Supangle


Bu supangle tarifini tarif defterinden Coşkun Usta'ya ait bir tarifi kendime göre değiştirerek uyguladım. Tadı, kıvamı tam benim zevkime göre bir tarif ortaya çıktı. Bir kaç kez yaptım sonuç hep aynı. Yerken gözlerimi kapatıp kendimden geçtiğim bir tatlı :) Eğer siz de denerseniz umarım beğenirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.

Bu arada tariflerimdeki ölçüleri genelde gramla veriyorum. Bardak ölçülerini de vermeye çalışıyorum ama bence bir mutfakta küçük bir mutfak tartısı şart. Hele de tatlı, kek, kurabiye yapmak istiyorsak. Ben o kadar alıştım ve o kadar çok kullanıyorum ki, tartısız bir mutfak düşünemiyorum. Eğer tartınız yoksa bir tane edinmekte fayda var, eminim siz de alışınca onsuz yapamayacaksınız :)

Malzemeler:

1 lt süt
140 gr toz şeker (yaklaşık 12 yemek kaşığı)
100 gr un (yaklaşık 10 yemek kaşığı hafif tepeleme)
40 gr kakao ( yaklaşık 10 yemek kaşığı hafif tepeleme)
200 ml çırpılmış sıvı krema
100 gr bitter çikolata

Yapılışı:

Süt, toz şeker, un ve kakaoyu bir tencereye alın. Orta ateşte karıştırarak pişirin. Piştikten sonra ocaktan alın, içine bitter çikolatayı ekleyin ve karıştırarak eritin. Tencereyi soğuk su dolu bir kaba yerleştirin ve karıştırarak soğutun. Soğumasına yakın içine çırpılmış sıvı kremayı ekleyin. Güzelce karıştırın. Kaselere bölüştürün. Buzdolabına kaldırın. İyice soğuduktan sonra servis yapın.

Not: İsteğe göre kaselerin altına kek parçası, kedidili biskuvi vs. yerleştirebilirsiniz.

Afiyet olsun!

14.10.2008

Visulog Görsel DNA Testi

Ben de nihayet sobelendim. Meğer için için özenirmişim sobelenmeye de haberim yokmuş :) Sevgili Aslı beni sobelemiş. Teşekkür ederim Aslıcım. Çok eğlendim bu testi yaparken. Sonuçları okurken de gülmekten kendimi alamadım...Şöyle ki...

Ruh hali: ''Sofistike''


Evet tam bir yemek aşığım kesinlikle doğru. Uçsuz bucaksız tabiat manzaralarını çok severim, kendimi yeniden doğmuş gibi hissederim, çok dinlenirim. Doğayı çok severim. Evet doğada dolaşmayı müze dolaşmaya kesinlikle tercih ederim :)

Eğlence: ''Firari''

Evet benim için tatil dinlenmek, sevdiklerimle vakit geçirmek demek. Arada sırada yalnız vakit geçirmeyi de severim. Güneş ve hayatın yavaş akması da tam bana göre :) Ayy bu da tuttu işte. Sanırım bu seneki tatilimizi neden sevdiğimi daha iyi anladım. (En kısa zamanda da gezimizi anlatacağım sizlere)

Alışkanlıklar: ''Alışkanlık yaratığı''

İşte en çok güldüğüm bölüm. Eşim de okuyunca ''Evet işte tam sen'' dedi :) Eveett asla yeteri kadar dinlenemiyorum, doğru. Ama sorun bir neden diye. Çünkü asla erken yatmayı beceremiyorum, hep oyanalanacak birşeyler buluyorum ve saati gecenin bir yarısı yapıyorum. Eee tabi o kadar geç yatınca da sabahları sürünerek yataktan kalkmak zorunda kalıyorum. Sonuçta da iyi dinlenememiş oluyorum tabii :)

Eveett gelelim diğer (kötü) alışkanlıklarıma... Ya çok meşgulüm (genelde bilgisayar başında), ya çok miskin (TV karşısında koltukta), belki de biraz tembel (valla bu havalar yaptı beni böyle). Her durumda da uyuklamak en iyi arkadaşım, bazen de en kötü düşmanım. (Evet bazen uzun uzun uyurum sonra da neden bu kadar uyudum diye sinir olurum kendime) Boğa burcuyum napalım :)

Kafeinsiz yapamam bu da doğru. Sabah uyanmak için mutlaka kahve içmem gerekir yoksa suratım beş karış gezerim ortalıkta...Güzel bir kahve içtikten sonra da çok rahatlarım kendime gelirim...

Bu bölümde böylece özeleştirimi de yapmış oldum. Sanırım gerçekten de en kötü diyebileceğim huylarım bunlar. Hepsi de bir arada bu kadar mı çıkar yani. Kendime yine sinir oldum şimdi ben ama ümidimi yitirmedim, değişirim belki bir gün :)

Aşk: ''Aşk böceği''

Aile benim için çok önemli ve kutsaldır. Ev ortamını da çok severim. Koltukta oturup, mısır patlağımızı yiyerek film izlemekten daha güzel ne olabilir? Bu da tutmuş işte :)

Sonuçlar böyle... Bu test beni çok eğlendirdi. Eğer sobelenmedilerse ben de sevgili Tijen, Aysel ve Özlem'i sobeliyorum.

8.10.2008

Tavada Pratik Pizza


Dün sevgili Funda´nın bloğunda tavada pizzayı görünce aklıma düştü bu tarif. Tavada pizza nasıl olur acaba diye çok merak ettim ve bu akşam denedim. Sonuç gerçekten de şahaneydi : ) Bu tarifi favorilerim arasına aldım bile. Teşekkürler Fundacım.

Malzemeler:

Hamur için:

1 adet yumurta
1 türk kahvesi fincanı yoğurt
3 türk kahvesi fincanı un
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
2 yemek kaşığı zeytinyağ
biraz tuz

Üst malzemesi için:

Ben biber, salam ve mısır kullandım. İstediğiniz herşeyi kullanabilirsiniz. Sos olarak ben ketçap değil de hazır domates püresi kullandım. Peynir olarak da rendelenmiş mozarella kullandım. Kaşar peyniri de kullanabilirsiniz.

Yapılışı:

Yumurtayı çatalla çırpın diğer hamur malzemelerini ekleyin ve karıştırın. Hamurun kıvamı biraz yapışkan oluyor. Bir kaşık yardımıyla hafif yağladığınız teflon tavaya alın ve tavaya iyice yayın. Üzerini kaplayacak kadar domates püresi yayın, biraz tuz, karabiber ve kekik atın. Üstüne istediğiniz malzemeyi yerleştirin. En üste peyniri yayın. Kapağını kapatın ve kısık ateşte pişirin. Bu pizza çok çabuk pişiyor. Bir çatal yardımıyla altını kontrol edin. Altı pişince ateşten alın. Pişmesi 10 dk filan sürüyor. Pratik ve pek nefis pizzanız hazır :)

Afiyet olsun!

4.10.2008

Ev yapımı Mantı

İlk mantı denemem başarılı oldu. Artık hamurun hiç bir çeşidi korkutmuyor beni. Mayalı, mayasız her çeşit hamur itinayla açılır :)

Hamuru ben açtım. Eşimle birlikte kapattık :) Yapması uzun yemesi kısa sürdü. Ama emeklerimize değdi doğrusu. Hmmm ev yapımı mantı gibisi yok :)

Malzemeler:

Hamur için:

Kullandığım su bardağı = 240 ml = 1 cup

3 su bardağı un (420 gr)
1 yumurta
200 ml ılık su
1 tatlı kaşığı tuz

İç için:

300 gr orta yağlı kıyma
1 adet küçük kuru soğan
tuz, karabiber

Domatesli sos için:

2 yemek kaşığı zeytinyağ
2 adet rendelenmiş domates
1 yemek kaşığı domates salçası
pul biber, nane

Yapılışı:

Hamur için unu bir kaba alın, ortasına çukur açın içine yumurtayı kırın. Tuzu ekleyin. Yavaş yavaş suyu ekleyin. Ele yapışmayan ve çok yumuşak olmayan bir hamur olacak. Hamur iyice toparlanana ve pürüzsüz olana kadar yoğurun. Üzerine bir bez örtün ve dinlenmesi için kenara alın. Bu sırada iç malzemesini hazırlayın. Soğanı ince rendeleyin (ben rondodan geçirdim), kıyma ve baharatları ekleyin ve yoğurun.

Hamuru 3 parçaya bölün. Unlanmış tezgahta yufkadan biraz kalın olacak şekilde açın. Çok kalın olmasın. Hamuru bıçakla küçük karelere bölün (1 -1.5 cm). Her karenin ortasına kıymalı içten nohut büyüklüğünde yerleştirin. Kareleri karşılıklı köşeleri buluşacak şekilde kapatın. Unlanmış tepsiye dizin.

Mantıları pişirmek için bir tencerede suyu kaynatın. İçince tuz ve çok az zeytinyağ koyun. Mantıları ekleyin. Hamur yumuşayana kadar pişirin. Mantı çok çabuk pişiyor. Ben sanırım 10 dk. kadar pişirdim.

Mantı pişerken üstü için sosu hazırlayın. Bir tavaya zeytinyağ ve salçayı alın. Biraz kavurun. Rendelenmiş domatesleri ekleyin. Göz göz olunca ateşten alın.

Mantıları süzün ama suyunun birazı dibinde kalsın. Bir porsiyonu tabağa alın. Üzerine sarımsaklı yoğurt dökün. Üzerine domatesli sosu gezdirin. En üste de pul biber ve naneyi serpin. Mis gibi ev yapımı mantınızı afiyetle yiyin.

28.09.2008

Kolay Baklava ve Fıstıklı Dürüm

Hazır baklavalık yufkayla denediğim baklava ve fıstıklı dürüm gayet güzel oldular. Ama bana baklava mı, fıstıklı dürüm mü diye sorarsanız, fıstıklı dürümü seçerim :)

Bu tatlıları yapmak hazır yufka olduktan sonra çok kolay.

Bu vesileyle sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, huzurlu, neşeli bir bayram geçirmenizi dilerim. Herkese iyi bayramlar.

Malzemeler:

1 paket baklavalık yufka (500 gr)
150 gr tereyağ
200 gr ceviz ya da kavrulmamış fıstık içi

Şerbet için:

500 gr su
400 gr toz şeker (paketin arkasında 500 gr yazıyordu ben azalttım bence gayet yeterli geldi)
2-3 damla limon suyu


Yapılışı:

Şerbet için su ve toz şekeri orta ateşte kaynatın. Şeker eriyince altını kısın limon suyunu ekleyin. Bir taşım kaynatıp ocağın altını kapatın. Soğumaya bırakın.

Baklava için yufkalarınızı tepsinizin boyutunda keserek ve aralarına eritilmiş tereyağ sürerek üst üste dizmeye başlayın. Yufkaların yarısı bitince araya ufak kırılmış cevizi serpiştirin. Kalan yufkaları da aynı şekilde üstüne yerleştirin. Kalan tereyağı baklavanın üzerine gezdirin. Önceden ısıtılmış fırında 175 Cde üstü kızarana kadar pişirin.

Fırından çıkardıktan sonra soğumasını beklemeden üzerine aldığı kadar soğutulmuş şerbeti dökün. Hepsini biranda dökmeyin, şerbet çok gelebilir.

Fıstıklı dürüm için, bir adet baklavalık yufkayı tezgaha serin. Üzerine eritilmiş tereyağ sürün ve bir adet yufkayı üzerine yerleştirin. Üzerine ufak kırılmış fıstık için serpiştirin. Bir ucundan başlayarak sıkı bir şekilde sararak rulo yapın. Bu rulodan 2 parmak genişliğinde parçalar kesin. Geri kalan yufkalar için de aynı işlemi yapın. Fıstıklı dürümleri yağlanmış tepsiye dizin. Önceden ısıtılmış fırında 175 Cde üstü kızarana kadar pişirin.

Fırından çıkardıktan sonra soğumasını beklemeden üzerine aldığı kadar soğutulmuş şerbeti dökün. Hepsini biranda dökmeyin, şerbet çok gelebilir.

Afiyet olsun!

24.09.2008

Mutfak Canavarı 1 Yaşında :-)

Zaman ne çabuk geçmiş. Blogum ne zaman 1 yaşına girmiş :) İyi ki açmışım seni blogum. Son zamanlarda çok ilgilenemesem de seninle, inan hep aklımdasın. Bundan sonra daha yakından ilgilenmeye çalışağım seninle söz... Seviyorum seni, unutma bunu! İyi ki doğdun mutfak canavarım :)

Bugüne kadar beni ziyaret eden, yorumlarıyla beni yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ederim. Yeni tariflerde görüşmek üzere...

Sevgiler

21.09.2008

Şeker Hamuru Denemesi :)


En sonunda ben de denedim. Meşhur şeker hamuru nasıl birşey diye merak edip duruyordum. Merakımı giderdim... Herşeyden önce bu iş için çoookk sabırlı olmak sonra da kabiliyet gerekliymiş :) Bunların ikisinin de bende bulunduğunu söyleyemem :) Şeker hamurunun tadı tahminimden daha iyiymiş. Ben sevgili Ayşe'nin Marshmallowlu Şeker Hamuru tarifini uyguladım. Oldukça basit oldu. Ayrıca bir de marzipan hamuru (mavi kısımlar marzipan hamuruyla) denedim. O da kolay bir hamur oldu. Marzipan hamurunun tadını da beğendim. Ama figür yapmaya gelince kalakaldım. Saatler süren uğraşlar sonunda ancak 4 tane muffin süsleyebildim. Onlar da bu kadar oldular işte :)

2.09.2008

Şeftalili Kek (Yumurtasız)

Nihayet bugün yeni bir tarif denemeye vakit bulabildim. İşe başladığımdan beri mutfaktan çok koptum. Bir de yarım zamanlı çalışıyorum acaba hergün çalışsam ne olurdu halim? Hem ev, hem iş, hem çocuk, bir de üstüne blogla uğraşanlara hayret etmekteyim... Nasıl oluyor da herşey bir arada yürüyebiliyor? Alışıyor mu insan o koşuşturmaya? Bunları başaranlar mı çok enerjik yoksa ben mi çok tembelim? :) Eve gelince yorgunluktan canım pek de mutfağa girmek istemiyor açıkcası. Son zamanlarda salata ve zeytinyağlılardan başka pek birşey yemedik. Bu havalarda da başka birşey yiyesi gelmiyor zaten insanın...

Bugün sonunda fırsat bulup yeni bir tarif uyguladım. Hem yeni fotoğraf makinemi de denemiş oldum. Henüz çok da fazla çözemedim kendisini. Objektifli olduğu için daha bir özen istiyor. Biraz orasını burasını karıştırmak, kitapçığını da ciddi ciddi okumak lazım sanırım. Aldığım şeylerin kullanma kılavuzlarını okumak hiç huyum değildir. Karıştıra karıştıra öğrenmeyi tercih ederim her zaman :) Bu sefer biraz göz gezdirmek fena olmayacak gibi...İnşallah en kısa zamanda olayı çözüp güzel güzel fotoğraflar çekeceğim :)

Bugün denediğim tarif çok pratik. İçinde yumurta yok, katı yağ yok. Tadı da çok hafif. Çok da kek meraklısı olmayan eşimden tam not aldı :)

Herkese hayırlı ramazanlar...

Malzemeler:


50 ml sıvı yağ (ben zeytinyağ kullandım)
75 gr esmer şeker
150 ml su
150 gr un
2 tatlı kaşığı kabartma tozu
2 adet şeftali
1 adet rendelenmiş limonun kabuğu (isteğe bağlı)

Yapılışı:

Sıvı yağ, esmer şeker ve suyu bir tavaya koyup şeker eriyene kadar ısıtın. Şeker eridikten sonra ocaktan alın ılınmaya bırakın. Bir kaba un ve kabartma tozunu eleyin. Üzerine ılınmış şekerli karışımı yavaşça dökün ve iyice karıştırın. Kelepçeli kalıba yağlı kağıt serin üzerine şeftali dilimlerini yerleştirin. Şeftalilerin üzerine 1 tatlı kaşığı esmer şeker serpiştirin. İsterseniz limon kabuğu ekleyin. Üzerine kek karışımını dökün. Önceden ısıtılmış fırında 180 Cde 30 dk pişirin. Fırından çıktıktan sonra ılınmaya bırakın. Keki ters çevirin. Üzerini süsleyin. Ben file badem ve rende çikolata kullandım.

Afiyet olsun!

11.08.2008

Yaz tembelliği

Neredeyse 3 aydır hiç birşey yazmamışım. Yaz tembelliği beni de vurdu sanırım :) Buradan uzak kaldığım sürede 2 haftalık bir Türkiye tatili yaptım. Hala oldum, dünyanın en tatlı, en güzel bebeğiyle birlikteydim 2 hafta :) Hala olmak çok güzel bir duyguymuş...Çok özlüyorum minik Eren'i ancak webcamden özlem gidermeye çalışıyorum napalım buna da şükür :)

Fotoğraf makinemin bana küsüp intihar etmesi de diğer bahanem :) Bilmiyorum neden ama kendisine çok iyi bakmama rağmen beni terk etti. Yeni makinem birkaç güne kadar elimde olur.

Şimdilik benden bu kadar. Yakında görüşmek üzere...

26.05.2008

Pratik Meyveli Kup


Tarla çilekleri burada da çıkmaya başladı. Çok yakında çilek tarlaları da açılacak ve biz de gidip toplayacağız :) Burada özel çilek tarlaları var, herkese açık, gidip kendiniz topluyorsunuz, sonra tarttırıp alıyorsunuz. Tazecik ve mis gibi oluyorlar. Bu sene bolbol alıp reçel yapmak istiyorum. Bugün de tarla çileği bulunca aldım ve pratik bir tatlı yaptım.

Malzemeler: (6 kişilik)

200 ml sıvı krema (soğuk olacak)
250 gr yoğurt (ekşi olmasın)
3-4 yemek kaşığı pudra şekeri
çilek
kivi
kek parçası ya da bisküvi

Yapılışı:

Sıvı krema, yoğurt ve pudra şekerini katı bir kıvam alana kadar mikserle çırpın. Kuplarınızın altına bisküvi ya da kek parçasını koyun. Üzerine krema koyun. Kivileri dizin. Tekrar krema koyun en üste de çilekleri koyun. Çok hafif ve pratik. Ben tadını çok sevdim.

22.05.2008

Favalı Enginar

Favaya bayılırım...Uzun zamandır aklımdaydı yapmak. Nihayet bugün iç bakla alabildim ve hemen koyuldum fava yapmaya...O kadar çok canım istemiş ki yemeye doyamadım :) Bir de minik konserve enginarlarım vardı. Favalı enginar denedim. Sonuç süperdi :)

Fava

Malzemeler:

2 su bardağı ayıklanmış kuru iç bakla
2 adet orta boy kuru soğan
2 adet kesme şeker
1.5-2 kahve fincanı zeytinyağ
dereotu
tuz

üzeri için:
dereotu
limon suyu
zeytinyağ

Yapılışı:

Kuru baklaları yıkayın. Üzerini 2 parmak geçecek kadar sıcak su koyun ve iyice yumuşayana kadar haşlayın. Dikkat edin altı tutmasın, arada bir karıştırın suyu azalırsa azar azar sıcak su ekleyin. Sonuçta piştiğinde sulu olmaması gerekiyor, lapa kıvamında olması lazım. Baklaları ateşten aldıktan sonra zeytinyağ ve tuzunu ekleyin. Blenderdan pürüzsüz bir kıvam olana kadar geçirin. Üzerine ince kıyılmış dereotunu ekleyin. Kaşıkla iyice karıştırın. Geniş kare ya da dikdörtgen bir kabı sudan geçirin. Favayı düzgünce yayın. Üzerini streç filmle kaplayıp soğuması için buzdolabına kaldırın.
Buzdolabından çıkardıktan sonra üzerine limon suyu ve zeytinyağ gezdirin. Dereotuyla süsleyin.

Enginar

Malzemeler:

8 adet minik konserve enginar
4 yemek kaşığı zeytinyağ
1 adet kuru soğan
1 yemek kaşığı un
1 adet limon
tuz

Yapılışı:

Bir tencereye zeytinyağı koyun. Üzerine minik minik doğranmış kuru soğanı ve unu ekleyin. Soğanların rengi değişene kadar kavurun. Üzerine 2 parmak kadar su ekleyin. Kaynamaya bırakın. 10 dk sonra yıkanmış konserve enginarları tencereye yerleştirin. Limon suyunu üzerine gezdirin, tuzunu ekleyin. Enginarlar iyice yumuşayana kadar kısık ateşte pişirin (Yaklaşık 30 dk). Enginarlar piştikten sonra buzdolabında soğumaya bırakın.

Afiyet olsun!


21.05.2008

Sürpriz Pasta :)

Sevgili kayınvalidemin doğumgünü için pasta yaptırma fikri aklıma geldiğinde hiç düşünmeden Feyza ve Nilay'a mail attım. Birkaç hafta süren mail trafiğinden ve fikir alışverişinden sonra ortaya bu muhteşem pasta çıktı. Pastanın en güzel yanı kayınvalideme özel olmasıydı. Kendisinin de çok hoşuna gitti :) Pastadan tadamadım ama görüntüsü bile bana yetti. Tadı da çok güzelmiş ayrıca onu da sordum. Ellerinize sağlık kızlar.

Tesadüf bu ki kayınvalidemle benim doğumgünlerimiz aynı gün. Geçen hafta webcamde bu pasta eşliğinde doğumgünü kutlaması yaptık. Mumları üfleyip, pastayı kestik. Çok güzel oldu. Birlikte kutlayacağımız daha nice doğumgünlerine...

Bu arada geçen hafta ben 30 oldum!!! Hala şoku atlamadım :))

19.05.2008

Haşhaşlı Mercimekli Börek

Buralara da bahar geldi. Bahar havası çarpar insana ve ben de bunu bilir ve hep dikkat ederim. Ama bu sefer maalesef bahar bana da çarptı. İki haftadır hastaydım ancak kendime gelebildim. Sağlık gibisi yok, ama nedense hep kaybedince anlıyor insan değerini...Herkese sağlıklı günler diliyorum :)

Bu börek çok lezzetli ve doyurucu oluyor. Değişik bir börek denemek isterseniz tavsiye ederim. Bu arada artık bütün böreklerimi sodayla yapıyorum. Çıtır çıtır oluyorlar :)

Malzemeler:

3 adet yufka

iç malzemesi:


1 su bardağı haşlanmış yeşil mercimek
1 adet orta boy kuru soğan
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı domates salçası
tuz, karabiber, pulbiber

ara malzemesi:
1.5 kahve fincanı zeytinyağ
1 şişe soda
4 yemek kaşığı haşhaş

Yapılışı:

İç malzemesi için zeytinyağı bir tavaya koyun, üzerine ince kıyılmış soğanı koyun, biraz kavurun. Domates salçasını ekleyin kavurmaya devam edin. Üzerine haşlanmış mercimekleri ekleyin. Baharatları da ekleyin. 2-3 dk çevirerek kavurun. Malzemeyi kenara alın. Yufkaların arasına sürmek için bir kapta zeytinyağ, soda ve haşhaşlı sosu hazırlayın. Yufkaları üstüste yayın. 8e bölün. Toplam 24 adet üçgen elde edin. Bir üçgeni yayın. Üzerine sostan sürün, 2. üçgeni de üzerine yayın tekrar sostan sürün. İç malzemeyi koyun ve geniş sigara böreği sarar gibi sarın. Dinlenmesi için buzdolabına kaldırın. En az 2 saat dinlendirin. Pişirmeden önce üzerine haşhaş ve zeytinyağ karışımı sürün. 200 Cde üzeri kızarana kadar pişirin.

30.04.2008

Peynirli Sebzeli Tart (Milföy Hamurlu)


Bu tart bir kaç tariften esinlenerek ortaya çıktı. Cafefernando'nun beyaz peynirli tart tarifiyle ve evdeki almanca bir yemek kitabında gördüğüm bir tart tarifini birleştirdim diyebilirim. Tart hamuru olarak milföy hamuru kullandım. Burada rulo şeklinde taze milföy hamuru satılıyor. Ama dondurulmuş ve daha küçük parçalarla da yapmak mümkün. Önemli olan tart kalıbınızın altını milföy hamuruyla kaplamanız.

Malzemeler:
Milföy hamuru (ben yaklaşık 225 gr hamur kullandım)
250 gr beyaz peynir
1 adet kabak
10 adet cherry domates
2 yemek kaşığı zeytinyağ
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı kekik

Yapılışı:

Milföy hamurunuzu yağlanmış tart kalıbına yerleştirin. Hamurun üzerine çatal batırarak birkaç delik açın. 30 dk. kadar buzdolabında bekletin. Kabağı soyun. İnce halkalar şeklinde dilimleyin. 1 yemek kaşığı zeytinyağ koyduğunuz tavada hafif kızarana kadar çevirerek kadar kızartın. Bir kapta ufalanmış beyaz peynir, 1 yemek kaşığı zeytinyağ ve karabiberi karıştırın. Hamuru dolaptan çıkardıktan sonra üzerine beyaz peyniri yayın. Dilimlenmiş kabakları dizin, ortasına da domatesleri bütün olarak yerleştirin. 180 C de önceden ısıtılmış fırında 35 dk. kadar pişirin. Çıkarmaya 5 dk kala üzerine kekik serpin. Afiyet olsun!

25.04.2008

Elmalı Üzümlü Kek


Bu tarif benim ana kek tarifim oldu. Şimdiye kadar değişik malzemelerle denedim ve her seferinde sonuç süper. Bu kek ufak tefek değişiklikler dışında frambuazlı çikolatalı pasta tarifimdeki kekin aynısı. Kesinlikle denemelisiniz, süper hafif bir kek oluyor.

Malzemeler:

150 ml sıvıyağ (ben zeytinyağ kullandım)
150 gr yoğurt
180 gr toz şeker
3 yumurta
100 gr tam buğday unu
125 gr un
3.5 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 tatlı kaşığı karbonat
1 tatlı kaşığı tarçın
1 kahve fincanı kuru üzüm
2 adet elma
1 avuç file badem

Yapılışı:

Derin bir kaba sıvıyağ, yoğurt, şeker ve yumurtaları alın, köpürene kadar çırpın. Daha sonra üzerine tam buğday unu, normal unu, kabartma tozunu, karbonatı ve tarçını eleyin. Kuru üzümleri ekleyin. Tahta bir spatula yardımıyla karıştırın. Yağlanmış ve tabanına yağlı kağıt serilmiş kek kalıbınıza karışımı dökün. Üzerine soyulmuş ve ince dilimlenmiş elmaları dizin. Biraz tarçın serpin. En üzerine de file bademleri yayın. Önceden ısıtılmış fırında 180 Cde 45 dk pişirin. (İçinin pişip pişmediğini bir kürdan ya da bıçak batırarak kontrol edin.)

23.04.2008

Yoğurtlu Etimek Salatası

Bu aralar pek mutfağa girmediğim için yeni bir şeyler deneyemedim. Bu kadar ayrılık yeter diyerek bugün kafadan uydurduğum etimekli salatamı eklemek istedim :) Tadı çok güzel olmuştu bence. Etimekleri kırarak kullandım ve bekletmeden yedim. Bekleyince yumuşuyor ve hamur gibi oluyorlar ben de o zaman sevmiyorum. Etimeklerin kıtır kalmasını istiyorsanız hemen tüketmeniz gerekiyor. Malzemelerin miktarını tamamen göz kararı olduğu için ölçü veremiyorum. Zaten çok pratik olduğundan ölçüye de pek gerek yok.

Malzemeler:

Etimek
Yoğurt ve süzme yoğurt karışımı
Zeytinyağ
Tuz
Pul biber
Karabiber
Nane
Salatalık turşusu
Konserve mısır

Yapılışı:

Bir kapta yoğurt, biraz zeytinyağ ve baharatları karıştırın. Etimekleri kırın ve bir tabağa dizin. Üzerine yoğurdu yayın. En üste de mısır ve salatalık turşusunu ekleyin. Bekletmeden yenilmesini tavsiye ederim.

Afiyet olsun!

2.04.2008

Frambuazlı Labneli Milföy


Bu tatlı ilk tariflerimden. Pek bir kenarda köşede kalmış onun için tekrar yayınlamak istedim :)
Pratik, hafif ve lezzetli bir tatlı isterseniz buyrun tarife...

Malzemeler (8 kişilik)
4 adet milföy (kare)
1 adet yumurta sarısı
1/2 yemek kaşığı süt
1 yemek kaşığı esmer şeker ( yoksa normal şeker de olur)
150 gr labne peyniri (yaklaşık 4 yemek kaşığı)
1 yemek kaşığı bal
2 yemek kaşığı limon suyu

Süslemek için:
250 gr frambuaz (ben donmuş kullandım)
Çikolata sosu
Pudra şekeri

Yapılışı:
Kare milföylerinizi ortadan ikiye bölün, dikdörtgenler elde edin. Toplam sekiz adet dikdörtgeniniz olacak. Bir kapta yumurta sarısını sütle çırpın. Milföylerinizin üzerine sürün. 1 kaşık şekerinizi bütün milföylerinizin üzerine eşit olarak serpiştirin. 200 C de önceden ısıtılmış fırında 10 dk. pişirin. Bu sırada labne peyniri, bal ve limon suyunu bir kapta krema kıvamına gelene kadar karıştırın. Soğuyan milföylerinizin üzerine bir kaşık labne peynirli karışımı dikkatlice yerleştirin. Üzerine frambuazları dizin. Çikolata sosu ve pudra şekeriyle süsleyin.


Afiyet olsun!

25.03.2008

Pastakolik için Frambuazlı Çikolatalı Pasta

Bu pastayı birkaç hafta önce Yaman Etkinlikler için hazırladım. Bu ayki etkinliğin adı Pastakolik. Eminim birbirinden güzel pastalarla gözümüz, gönlümüz şenlenecek :) Etkinliğe ev sahipliği yapan sevgili Özlem'e kolay gelsin diyorum.

Ne zamandır şöyle puf puf yumuşak bir kek yapmak için yoğurtlu bir tarif arıyordum. Çikolatalı tarifler kitabımda bulduğum ve malzemelerinden dolayı gözüme çok hafif görünen bu kek tarifini uyguladım. İçinde tam buğday unu acaba nasıl olur diye de merak etmedim değil. Ayrıca bir de zeytinyağ kullandım. Sonuç ise beklentilerimin ötesinde oldu. Yumuşacık bir kek, ayrıca tadı da çok hafif. Bu kek hamuruyla kakao ve çikolatayı çıkararak tarçınlı elmalı muffin, limonlu haşhaşlı kek de denedim. Tabii şeker miktarını ona göre ayarladım. Hepsi de harika oldu. Bundan sonra kesinlikle kek yapmak istediğimde ana tarifim bu olacak. O kadar hafif ki insan yerken kendine dur diyemiyor :)



Malzemeler:

150 ml sıvıyağ (ben zeytinyağ kullandım)
150 gr yoğurt
175 gr toz şeker
3 yumurta
100 gr tam buğday unu
125 gr un
3.5 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 tatlı kaşığı karbonat
2 yemek kaşığı kakao
50 gr bitter çikolata (eritilmiş)

Dolgu malzemesi için:
300 gr sıvı krema
250 gr frambuaz ya da çilek (taze olursa daha iyi olur)
1 yemek kaşığı toz şeker


Yapılışı:

Derin bir kaba sıvıyağ, yoğurt, şeker ve yumurtaları alın, köpürene kadar çırpın. Daha sonra üzerine tam buğday unu, normal unu, kabartma tozunu ve karbonatı eleyin. Tahta bir spatula yardımıyla karıştırın. En son da eritilmiş çikolatayı ekleyin. Güzelce karıştırın. Yağlanmış ve tabanına yağlı kağıt serilmiş kelepçeli kalıbınıza karışımı dökün. Önceden ısıtılmış fırında 180 Cde 30 dk pişirin. (İçinin pişip pişmediğini bir kürdan ya da bıçak batırarak kontrol edin. Fırından çıkardıktan sonra ılınması için bekleyin ve kelepçeli kalıptan çıkarın. Keki enlemesine ikiye bölerek telin üzerinde soğumaya bırakın.

Dolgu malzemesi için:

Bir miktar frambuazı üzerini süslemek için ayırın. Geri kalan frambuzları bir yemek kaşığı toz şeker ekleyerek blenderdan geçirerek püre yapın. Soğuk sıvı kremayı katılaşana kadar mikserle çırpın. Püre haline gelmiş frambuazları kremayla karıştırın. Karışımı soğuması için buzdolabında bekletin. Kek soğuduktan sonra soğumuş olan kremanın yarısını kekin ortasına sürün. Geri kalanıyla üzerini kaplayın. En üzerine de frambuazları dizin. Kenarlarını çikolata parçalarıyla kaplayın. Soğuması için buzdolabında bekletin.

Afiyet olsun!

20.03.2008

Tam Buğday Unlu Ekmek

Bu nefis ekmeğin tarifine değişik bir ekmek tarifi ararken Nükhet Hanım'ın blogunda rastladım. Kendisi bir vegan olduğu için tarifi kendine göre geliştirmiş. Ben de orijinal tarifi kendime göre biraz değiştirdim. Normalde sadece tam buğday unuyla yapılan ekmekler bana biraz tatsız ve kuru gelirdi ama bu ekmek gerçekten de bir harika oldu. En sevilenler listesine eklendi bile :)

Ben tarifi kendi yaptığım şekliyle yazıyorum. Orijinali burada.

Malzemeler:

500 gr tam buğday unu
2 çay kaşığı (tsp) instant maya
1 çay kaşığı (tsp) tuz
2 yemek kaşığı (Tbsp) pekmez
2 yemek kaşığı (Tbsp) zeytinyağ
3 yemek kaşığı (Tbsp) ılık süt
340 ml ılık su
1 avuç kadar çekirdek içi (ben karışık iç kullanıyorum)

Yapılışı:

Unu bir kaba eleyin, kepeklerini de ilave edin. Üzerine mayayı ve tuzu ekleyin. Karıştırın. Ortasını çukur gibi açın. Daha sonra pekmez, zeytinyağ ve sütü ekleyin. Suyu yavaş yavaş ekleyin, unun cinsine göre daha az su kullanmanız gerekebilir. Sonuçta ele çok yapışmayan yumuşak bir hamur elde etmeniz gerekiyor. Kabınızın üzerini kapatarak ılık bir yerde mayalandırmaya bırakın. 1 saat kadar mayalandırın. Bu süre sonunda hamur 2 katına çıkmış olacak. Bu hamurun üzerine çekirdek içlerini ekleyin ve hamuru biraz yoğurun. Böylece hem gazını alın, hem de çekirdeklerin homojen bir biçimde dağılmasını sağlayın. Yağlanmış unlanmış dar dikdörtgen kalıbınıza hamuru yerleştirin. Üzerini kapatarak 1 saat daha mayalandırın. Bu süre sonunda önceden ısıtılmış fırında 180C de üzeri kızarana kadar pişirin. (Benim fırınım hızlı pişirdiği için 30-35 dk yeterli geldi) Fırından çıkardıktan sonra telin üzerine alın üzerine temiz bir mutfak bezi serip biraz su serpin, böylece kabuğu sert olmaz.

Afiyet olsun!

19.03.2008

Fırında Ispanaklı Mantarlı Patates

Birçok forumda karşılaştığım ve kime ait olduğunu bilemediğim bu tarifi çok severek yapıyorum. Ölçüleri kendime göre değiştirdim. Bu yemek çok hafif ve lezzetli oluyor. Ben özellikle ıspanağın fırında pişmiş haline bayılıyorum. Kesinlikle denemenizi tavsiye ederim :)

Malzemeler: (2-3 kişilik)

4-5 adet orta boy patates
1/2 kg ıspanak (ben donmuş kullandım)
1 kutu konserve dilimlenmiş mantar
3 yemek kaşığı zeytinyağ
1/2 su bardağı rendelenmiş kaşar
1 tatlı kaşığı pul biber
1 tatlı kaşığı fesleğen
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karabiber

Yapılışı:

Patatesleri çok yumuşak olmayacak şekilde haşlayın ve kabuklarını soyun. Ispanakları zeytinyağ ve su ilavesi ile yumuşayana kadar pişirin. Ispanaklar piştikten sonra süzülmüş konserve mantarı ve baharatları da üzerine ekleyin. Birkaç kez çevirin. Haşlanmış patatesleri yarım cm. kalınlığında halkalar halinde dilimleyin. Yağlanmış fırın tepsisine dizin. Üzerine ıspanak ve mantarlı karışımı yayın. En üste rendelenmiş kaşarı serpin. Önceden ısıtılmış fırında 200 Cde üzeri kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun!

14.03.2008

Damla Çikolatalı Ekmek


Haftasonu yaptığım çikolatalı ekmeği ancak yayınlayabiliyorum. Lezzetli ve yumuşacık bir ekmek oldu. Hatta evde olsaydı abartıp üzerine krem çikolata filan sürecektim ama böyle şeyleri alınca kavanoza direkt olarak kaşıkla dalış yaptığımdan evde pek bulundurmamaya özen gösteriyorum :) Ama yine de içimde kalmadı değil!!!Eminim üzerine çikolata sürünce daha bir süper olur bu ekmek :)


Malzemeler:


1 su bardağı =240 ml

450 gr un (yaklaşık 3 su bardağı+ 3 yemek kaşığı)
25 gr kakao (yaklaşık 2.5 yemek kaşığı)
25 gr esmer şeker (yaklaşık 2 yemek kaşığı)
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket instant maya
1 yemek kaşığı sıvıyağ
300 ml ılık su (yaklaşık 1 + 1/4 su bardağı)
50 gr damla çikolata

Yapılışı:

Geniş bir kaba unu ve kakaoyu eleyin. Üzerine tuz, şeker ve mayayı ekleyin. Ortasına çukur açın ve ılık su ile sıvıyağı ekleyin. Hamur toparlanana kadar yoğurun. Hamur toparlanınca üzerini kapatarak ılık bir yerde 45 dk mayalandırın. Bu süre sonunda damla çikolataları ekleyin ve bir kaç dakika daha yoğurarak hamurun gazını alın. Yağlanmış ve unlanmış dar dikdörtgen kalıbınıza hamuru yerleştirin. Üzerini kapatarak 1 saat daha mayalandırın. Bu süre sonunda hamur 2 katına kabarmış olacak. Bu şekilde 200 C de önceden ısıtılmış fırına yerleştirin. 25-30 dk pişirin. Fırından çıkardıktan sonra üzerine temiz bir mutfak bezi kapatıp bir kaç damla su serpiştirin. Böylece kabuğu yumuşar. Kalıptan çıkararak telin üzerinde soğutun.

Afiyet olsun!

6.03.2008

Kestaneli Bulgur Pilavı

Kestaneli pirinç pilavı hep yapıyordum. Bir de bulgurla deneyeyim dedim. İyi ki denemişim bence pirinç pilavından çok daha güzel oldu. Denemediyseniz mutlaka deneyin bence. Ben artık bu pilavı hep bulgurla yapıyorum. Nefis bir pilav oluyor. Biz yemeye doyamıyoruz :)

Malzemeler:

2 su bardağı pilavlık bulgur
6 yemek kaşığı zeytinyağ
250 gr haşlanmış ayıklanmış kestane (ayıklanmış hali 250 gr)
3 yemek kaşığı dolmalık fıstık
3 yemek kaşığı dolmalık üzüm
2 adet orta boy kuru soğan
2 adet havuç
2 tatlı kaşığı tuz
2 tatlı kaşığı toz şeker
2 tatlı kaşığı tarçın
2 tatlı kaşığı yeni bahar
1 tatlı kaşığı kimyon
4 adet defne yaprağı
4 su bardağı sıcak su

Yapılışı:

Zeytinyağı tencereye alın. Üzerine yarım ay şeklinde doğranmış kuru soğanı ve jülyen şeklinde doğranmış havuçları ekleyin. Dolmalık fıstıkları da ekleyip kavurmaya başlayın. Soğanlar yumuşayınca bulguru ekleyin. Biraz daha kavurun. Diğer malzemeleri ekleyin. Sıcak suyu da ekleyip tencerenin kapağını kapatın. Kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin. Üzerine kağıt havlu koyarak dinlendirin.

Afiyet olsun!

3.03.2008

Ekler Pasta

Dün gece gelen tatlı krizimi bastırmayı başarmıştım fakat bugün öğleden sonra kendimi mutfağa atmadan duramadım. Hiç sıkılmadan saatlerimi mutfakta geçirebilirim. Ahh bir de arkadan toplayan birileri olsa benden mutlusu olmaz :) Çikolatalı tarifler kitabım beni yine yanıltmadı ekler pastam harika sonuç verdi. Yalnız ben üzerindeki çikolata sosunu tamamen değiştirdim. Daha ağır bir sos vardı tarifte. Böylesi gayet güzel oldu. Hele o içindeki nefiiiss kreması yok mu off diyorum off. Kremaya bu güzel tadı veren içindeki vanilya aroması. Benim tavsiyem bu kremayı mutlaka vanilya aromasıyla yapmak.

Malzemeler:

Ekler hamuru:

150 ml su
60 gr tereyağ
90 gr elenmiş un
2 yumurta

Krema (Creme patissiere):
2 yumurta
50 gr toz şeker
2 yemek kaşığı nişasta
300 ml süt
2 damla vanilya aroması

üzeri için:
50 gr bitter çikolata
1 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı süt

Yapılışı:

Bir tencereye suyu ve tereyağı alın. Orta ateşte karıştırarak tereyağı eritin. Karışım göz göz kaynamaya başlayınca ateşten alın. Elenmiş unu yavaş yavaş ekleyin ve hızlı bir şekilde karışıma yedirin. Pürüzsüz bir karışım elde edin. Karışımı biraz ılınmaya bırakın. Ilınınca yumurtaları teker teker ekleyin ve mikserin yavaş ayarıyla çırparak koyu kıvamlı bir hamur elde edin. Bu karışımı sıkma torbasına (ben buzdolabı poşetinin ucunu keserek kullandım) doldurun. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye 2 cm genişliğinde ve yaklaşık 1 parmak uzunluğunda parçalar sıkın. Önceden ısıtılmış fırında 180 C de 25-30 dk pişirin. Fırından çıkarınca kenarlarından delik açın ve telin üzerinde soğumaya bırakın.

Kreması için bir tencereye yumurtaları kırın, üzerine toz şekeri ekleyin. Mikserle iyice köpürene kadar çırpın. (10 dk) Üzerine nişastayı ekleyin çırpmaya devam edin. Başka bir yerde sütü ısıtın kaynamaya yakın ateşten alın ve yavaş yavaş yumurtalı karışıma ekleyin. ( Sütün hepsini biranda eklemeyin yoksa yumurtalar pişer). Kısık ateşte krema koyulaşana kadar karıştırarak pişirin. İyice koyulaşınca ateşten alın. Vanilya aromasını ekleyin. Soğumaya bırakın. Çabuk soğumasını isterseniz soğuk su dolu bir kaba tencereyi oturtun ve kremayı karıştırarak soğutun.

Üzerindeki çikolata sosu için bitter çikolata, tereyağ ve sütü benmari usulü eritin. Ilınması için bir kenara bırakın.

Son aşamada ise tamamen soğumuş olan ekleri bir kenarından kesin. İçine 1- 1.5 yemek kaşığı soğumuş krema doldurun. Üzerine ılınmış çikolata sosunu sürün. İyice soğuyunca afiyetle yiyin.

29.02.2008

Chili con Carne ve Taco kapları

Fazla zamanım olmadığında pratik ve lezzetli birşeyler yemek istediğimde yaptığım bir yemek Chili con Carne. Meksika yemeği olarak ünlenmiş olsa da Amerika'nın Teksas eyaletinden gelen bir yemekmiş aslında. (isterseniz bkz. wikipedia) Chili acı biber, con Carne ise İspanyolca etli demek. Türkçesine ise acı biberli et diyebiliriz. Aslında minik kırmızı acı biberlerle yapılır ama ben o kadar acı yapmıyorum. İşimi acı biber salçası da görüyor. Bu yemeğin havuçlu, kabaklı değişik versiyonları da mevcut. Ben sadece mısır ekliyorum. Tacos ise bir meksika yemeği mısır unu kullanılarak yapılan taco kabının içine çeşitli malzemeler konarak yeniyor (et, tavuk, kıyma vs. ). Ben içlerine chili con carne ve salata koydum. Taco kaplarını yapması biraz zaman alıyor ama sofrada hoş görünüyor bence. Taco kapları olmadan da sadece chili con carne çok güzel bir yemek oluyor. Denemediyseniz tavsiye ederim :)

Chili Con Carne

Malzemeler:


500 gr az yağlı kıyma
2 adet orta boy kuru soğan
3 adet çarliston veya sivri biber
5-6 yemek kaşığı zeytinyağ
1 kutu konserve meksika fasülyesi
1/2 kutu konserve mısır
3 adet iri boy domates (ya da 1 kutu konserve kesilmiş domates)
1 yemek kaşığı domates salçası
1/2 yemek kaşığı acı biber salçası
tuz
kekik
karabiber
kimyon
sıcak su

Yapılışı:

Chili con carne için bir tavaya veya tencereye zeytinyağını alın. Küp küp doğranmış soğanları ve biberleri biraz kavurun. Üzerine kıymayı ilave edin ve kavurmaya devam edin. Kıymanın rengi kahverengiye dönmeye başlayınca salça ve küp küp kesilmiş domatesleri ilave edin. Biraz su ilave edin kapağını kapatın ve 10 dk bu şekilde pişirin. Daha sonra üzerine süzülmüş fasülyeleri ve mısırları ilave edin, gerekirse bir miktar daha su ilave ederek 10 dk daha pişirin. Çok sulu bir yemek olmaması gerekiyor. En son baharatlarını atın ve kapağını kapatarak biraz dinlendirin.

Taco kapları


Malzemeler


1 su bardağı un
1/2 su bardağı mısır unu
1.5 su bardağı su
1 yumurta
1/2 çay kaşığı tuz

Yapılışı:

Taco kapları için bir kapta bütün malzemeleri karıştırın. Krep hamuru gibi akışkan bir hamur elde edeceksiniz. Teflon tavayı çok hafif yağlarak ısıtın bir kepçe bu karışımdan dökün. Krep pişirir gibi arkalı önlü pişirin. Bundan sonra taco kaplarına şekil vermek ve hafif kıtır yapmak isterseniz önceden ısıtılmış fırının ızgarasına tacolarınızı asın (arada iki tel kalacak şekilde). Çukur kaplar yapmak içinse fırına dayanıklı kaplarınızı ters çevirerek taco kaplarını üzerlerine yerleştirin. Bu şekilde 175 Cde kapları hafif kıtır olana kadar pişirin.

Not : Tariflere bakarken aslında taco kaplarının kızartıldığını gördüm. Ama ben çok ağır olmasın diye fırında yaptım. Kızartmak isterseniz bir tavada sıvı yağı kızdırın. Taco kaplarının yarısını yağın içinde kızartırken diğer ucunu maşa yardımıyla havada tutun. Diğer yarısı için de aynı işlemi tekrarlayın. Böylece taco kaplarına şekil vermiş oluyorsunuz.

Afiyet olsun!